Bir Kuzey Macerası Kitap Özeti Konusu İncelemesi

Bir Kuzey Macerası Kitap Özeti Konusu İncelemesi. Jack London bu kısa öyküyü 1900 yılında yazmış. Kar, kış, kuzey soğukları, doğayla mücadele denilince London akla gelir. Alaska’da altına hücum zamanlarında kendisi de altın aramaları için kuzeye gitmiş. İnsanı anında donduran soğuk, adam boyu kar, kızaklar, açlık doğayla mücadele… Beyaz Diş, Vahşetin Çağrısı, Deniz Kurdu gibi kitaplarında hep doğa ile mücadele var. Demir Ökçe, Martin Eden gibi romanları da ezilen işçi sınıfının mücadelesini anlatıyor. Benim gibi sıradan bir okur için bile tam not alıyor her kitabı. Ne de olsa ne ebeyiyatçıyım ne de edebiyat tarihçisiyim. Şimdi kitaba geçelim.

Kitaplar aydınlıktır, bizi her türlü zihinsel karanlıktan, gerilikten kurtarır. Daha fazla yaşam, daha fazla bilinç için daha fazla okumaya ne dersiniz? Yukarıdaki butonları kullanrak daha fazla kitaba ulaşabilirsiniz. Ayrıca yorumlarınızı da bırakabilirsiniz.

Bir Kuzey Macerası Kitap Özeti Konusu İncelemesi

56 sayfalık kitapta ilk birkaç sayfada çok fazla ad vardı. Acaba neyi anlatacak, yirerek okumaya başlamadan önce kitabı okumayı unutmuştum. Tam 1 yıl sonra bir okuyyaım şu kitabı dedim. Kitapta kuzeye yolculuk edenlerin birlikte kaldıkları dinlenme yerindeki insanlar ve yerin tasviri ile başlıyor. Buz gibi iklimde, çeşitli insanlar kuzaye altın madenlerine gidiyorlar. Kızaklar ve kızak sürücüleri, koşum köpekleri, insanlar hepsi iç içe tek amaçları yaşamda kalmak.

Malemute Kid ve arkadaşı Prince gruptaki garip adam hakkında konuşmaya başlarlar. Bu ilginç adam yıllardır buralarda, bu soğuk iklimde sözleşmeli olarak kızak sürücülüğü yapmaktadır. Herkesin Divane olarak bildiği bu adam ile birlikte Kid ve Prince yola çıkarlar. Zorlu yollar buz ve kar kaplıdır. Altın aramak için zengin madenler arayanlar ölümü göz önüne alarak doğaya meydan okurlar.

İşte böyle bir anda Divane perişan bir halde Kid ve Prince’in misafir olduğu eve gelir. Onlara hikayesini anlatır. Asıl adı Naass’tır. Akatan’ın reisidir. Neredeyse dört nesildir süren bir kan davasında soyundan sadece kendisi ve karşı taraftan da Unga adında bir kız kalmıştır. Kim önce evlenir ise onun ailesi diğerini yokedecektir. Fakat bunu istemeyen Naas, kısla evlenip bu kan davasını bitirmek ister ama Unga önce kabul edip sonra Denizaslanı lakaplı bir denizciyle kaçar. Naass da intikamını almak için uzun yıllar ikisini aramaya koyulur.

İnceleme ve Yorumum

Öykü çok kısa ama doğanın vahşiliğini ve soğuk iklimin öldürücü soğuklarını hissetmeye yetiyor. İnsan sadece doğa ile değil kendiyle de mücadele içinde. Bir diğerini düşman görmek insanın en büyük meziyetidir. (!) Savaşlar, kavgalar hep saçma sapan nednelerden dolayı otraya çıkmaz mı? Naass bu saçmalığı bitirmek ister kızla evlenmeyi isterken kız daha güçlü ve karizmatik denizciyle kaçar.

Aslında sıradan bir aşk öyküsü değildir. İşin içinde intikam da vardır. O kadar zorluk, harcanan gençlik adamın takıntı haline getirdiği kadın iin değildir. Denizciden intikam almak içindir. Daha sonra da Naass, kadının onunla geleceğini düşünür. Oysa küçücük toplumlarında, yaşadıkları ata topraklarında artık onlar için yaşam alanı kalmamıştır, onlar artık vahşi doğanın malı olmuşlardır. Naass farkında olmadan içindeki intikam hissine süregelen kan davasına yenik düşmüştür. Hepimizin çoğu zaman kötü tarafımıza yenik düştüğümüz olmuştur.

• Baskı: 56 sayfa
• Okuma Süresi: 2 saat
• Yayıncı: İş Bankası Kültür Yayınları