Ana SayfaKitap Yorumları

Düşünce ve Tartışma Özgürlüğü Üstüne Kitap Konusu

Düşünce ve Tartışma Özgürlüğü Üstüne Kitap Konusu

Kitabın konusu basın özgürlüğü kapsamında, düşünceleri özgürce dile getirmek; dogmaları ve tartışılmaz doğruları reddetmek denilebilir. Devletlerin özgürlük ve bireysel haklar hakkında ne yapacağı ve ne yapamayacağı da kitabın bu bölümünün konusu.

Kara Dörtleme, Klasik Distopya Bilim Kurgu Romanları
1984 Romanı Alıntılar ve Konusu
Kallokain Karin Boye Kitap Özeti Konusu Yorumu
Fahrenheit 451 Romanı İncelemesi Konusu ve Özeti

Düşünce ve Tartışma Özgürlüğü Üstüne. John Stuart Mill kitabının özeti, incelemesini ve yorumlamasını yapacağız. Kitap ne hakkında yazılmıştır, konusu nedir? Gibi soruların cevabını da bulacaksınız. Kitap John Stuart Mill’in On Liberty, Özgürlük Üzerine adlı meşhur kitabının 2. bölümüdür. Bu bölüm basın özgürlüğü ve zorba, baskıcı hükümetlerin eleştirisi ile başlar. Özgürlük Üzerine 1860 yılında yayımlanır. Hak ve özgürlükler, bilgiyi ve dinsel dogmaları sorgulama gibi konular günümüzde hâlâ canlılığını koruyor.

🔝Okumak aydınlıktır. Yaşamdaki bütün karmaşayı ancak okumakla bitireceğiz. Var olmanın gerçek anlamı ve kozmik bir varlık olarak bizi doğuran evrene yayılmak da sadece okumak ve zihinsel aydınlık ile olacaktır. Evrensel mesafeleri aşmak için önce kendimizi aşmalıyız. Yukarıda kitap düğmeleri site menüsünde yüzlerce kitap için kategoriler var. Bakmayı unutma ve okuyup eleştirmeyi de…

Düşünce ve Tartışma Özgürlüğü Üstüne Kitap Konusu
Düşünce ve Tartışma Özgürlüğü Üstüne

Düşünce ve Tartışma Özgürlüğü Üstüne Kitap Konusu

Kitabın konusu basın özgürlüğü kapsamında, düşünceleri özgürce dile getirmek; dogmaları ve tartışılmaz doğruları reddetmek denilebilir. Devletlerin özgürlük ve bireysel haklar hakkında ne yapacağı ve ne yapamayacağı da kitabın bu bölümünün konusu. “Devletlerin ve bireyin görevi, olabildiğince doğru görüşler oluşturmaktır; bunları dikkatle oluşturmak, doğruluğundan iyice emin olmadan başkalarına dayatmamaktır” kesin bilgi konusu ve özellikle Hristiyan’lık ve din eleştirileri var.

Günümüzde de dini baskı ve dinin kurallarının tek ve evrensel doğru olarak kabul edilip, herkesin bu kurallara mecburi uyması gerektiği de eleştiriyor. Bu dini kabuller tartışmaya açık olmadığı gibi mutlak gerçeklerdir. İnsanların seçim şansı da bulunmaz. John Stuart Mill kitap genelinde mutlak doğru diye bir şeyin olmadığını, düşünceleri tartışmaya açarak gerçeğe ulaşılacağından bahsediyor. Gerçeklik hiç bir zaman bir dinin, bir kişinin, bir devletin kontrolünde ve tekelinde değildir.

Düşünce ve Tartışma Özgürlüğü Üstüne Kitap Konusu
Düşünce ve Tartışma Özgürlüğü Üstüne

Yorum

Günümüzde de çoğu ülkede insanların özgürlüğü, özgür seçimleri önlenir. Cinsel yönelimleri sapkınlık olarak nitelendirilir. Yaşam tarzları giyim kuşamları, yaşama bakış açıları kafirlik olarak bile değerlendirilir. Bu konularda kimse bir diğerini dinlemez. Düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü tiranlık elinde esirdir. Oysa gerçeklik kişiden kişiye değişir. Ben kitabın bu bölümünü okuduğumda, 1860 yılından beri aslında aynı şeyleri konuştuğumuzu ve tabii ki yaşadığımızı gördüm. Herkesin gerçekliği ve yaşamı kendisini bağlar. Zorla insanlara belirli bir düşünceyi kabul ettirmek kargaşa çıkaracağı gibi devlet yöneticileri de belirli bir görüşü savunup destekleyemez. O zaman desteklenen düşünceyi savunanlara sonsuz bir güç verilmiş olunur.

Kitap, Özgürlük Üzerine yapıtının 2. bölümü olduğundan asıl kitabı bütün olarak okumak faydalı olacaktır ki çeviri okura tam bir okuma zevki ve akıcılık katmıyor. Fakat günümüzde başarılı toplumlar ve devletler galiba haklını rahat bırakan, din, dil, kişisel inanışlar, kılık kıyafet, cinse yönelim gibi kişisel özellik tercih ve doğal yönelimlerle uğraşmayan, bunları inanç ve siyaset konusu yapmayan ülkeler olduğunu anlıyoruz. Özgürce düşünen, tartışan ve eşit haklara sahip; bir diğerinin bir diğerine üstünlük taslamadığı toplumlar hep ilerliyor.

Kitabı okurken okurun aklına yukarıda yazdığım gibi düşüncelerin geleceği kesin. “Demokrasiyi ve aristokrasiyi, özel mülkü ve eşitliği, işbirliğini ve rekabeti, lüksü ve perhizi, toplumsallığı ve bireyselliği, özgürlüğü ve disiplini, günlük yaşamın tüm diğer karşıtlıkları savunan görüşler eşit derecede özgürce dile getirilmediği sürece, eşit beceri ve enerjiyle uygulanıp savunulmadığı sürece, iki unsurun da hak ettiğini bulması mümkün değildir; kantarın topuzu mutlaka bir yana kayacaktır.” işte bu alıntı da kitapta altını çizdiğim yerlerden biriydi.

Yorumlar

WORDPRESS: 0