Yunan mitolojindeki Narkissos efsanesi ve lanetli peri kız Eko'nun aşkı ve nasiszmin doğuşu... Nergis çiçeğine adını veren mitolojik trajedi..
Eko ve Narkissos Efsanesi Narsist Bir Mitolojik Öykü. Ekho ve Narkissos efsanesi nedir? Narsist, narsiszm kavramlarının ilk defa anlatıldığı mitolojik öykü… Nergis çiçeği, güzellik ve aşk dolu biraz da tuhaf bir narsisizm (özseverlik) öyküsü. Akıp giden yaşamın içinde duyduğumuz, okuduğumuz birçok kavram ve ismin kaynağı binlerce yıl eskiye dayanıyor… Ayrıca gelenek haline gelmiş birçok eski zaman kalıntıları, mitoloji artıkları da günlük hayatımızda gezmekte.
Eko ve Narkissos Efsanesi Narsist Bir Mitolojik Öykü
Ekho, Hera tarafından lanetlenmiş bir peri kızdır. Öyle bir lanettir ki bu; duyduğu her şeyin son kelimelerini aklında tutup tekrar eder, yani yansıtır. Ayrıca âşıktır. Kadir kıymet bilmeyen Narkissos’a âşıktır. Âşıktır ama aşkını bir türlü dile getiremez. Lanetli lisanı buna elverişli değildir. Narkissos’u gizli gizli izler durur. Elinden gelen sadece izlemek ve sevdiğinin peşinden koşmak, her yerde onun karşısına çıkmaktır. Uzun uzun izlese de sevdiği erkeğe seslenemedikden sonra izlemenin, ona bakmanın belki de görmenin ne hükmü vardır ki! Peri kız Eko çaresizce aşkının farkına varılacağı günü bekler…
Yine bir gün peri kız Ekho sevdiğini izlerken, o esnada Narkissos ile konuşan arkadaşlarının sesini yansıtır. Narkissos kendisine arkadaşlarının seslendiğini sanıp sesin geldiği yöne koşar. Ekho, Narkissos’un kendisine koştuğu duygusuna kapayıp, onu kolların arasına almak ister. Öyle ya artık sevgilisine dokunabilecektir, onu teninde de hissececektir tıpkı zihninde bütün bilincinde hissettiği gibi. Ama olanlar olur. Narkissos, Ekho’yu iter ve onu hiç umursamadan, dönüp arkasına bile bakmadan yankılanan sesi aramak için oradan uzaklaşır.
Gururu kırılan Ekho bir mağaraya kapanır. Orada ölür. Geride sadece sesinin yansımaları kalır kalır. Bize de bu trajedi ve “Eko” ses yansıması kavramını hediye olarak bırakır.
Narkissos Efsanesi ve Nergis Çiçeği
Narkissos. O da bir divane âşıktır. Ekho’yu redden kalbi, suda gördüğü bir surete tutulmuştur. Aslında o yüz Narkissos’un sudaki kendi yansımasıdır. O bunun farkında değildir. Bir başkası zanneder kendisini. Her zaman suyun kenarına gelerek iyice eğilir ve sevgilisini yani kendisini uzun uzun izler. Bir gün sevgilisine dokunmak ister. Öyle ya dokunamadıktan sonra, onu hissedemedikten sonra âşık olmanın ne önemi vardır ki! Sevgilisine dokunmak ve sevgilisini teninde de hisstemek için eğilir. Fakat bu aşk onun canına mal olur, Narkissos suya düşüp boğulur. Daha sonra ölü bedeni kaybolur. Bu bahtsız âşığın suya düştüğü yerde “nergis” diye bindiğimiz o çiçek açar.
Belki de Ekho’nun ahını aldığı için, Ekho’dan yana çok bencil ve acımasız olduğu için böyle acılı bir hikâyeyi arkasında bırakarak ölüp gitmiştir. Bir yerde birleşen hayatlar sonradan kendi yol ayrımlarında seyrederler. Mitoloji de bile aşk bencillik, anlamsızlık, kırgınlıktır. Ama bizlere bu öykü “narsis” “narsisim” kavramlarını ve “nergis” çiçeğinin sırrını öğretir.
Görsel:fr.wikipedia.org/wiki/Fichier:Echoandnarcissus.jpg Sanatçı: John William Waterhouse Narkissos: https://tr.pinterest.com/e_jose_maria/
Yorumlar