Frankenstein: yaratılışın ve yaratmanın çilelleri.
Frankenstein ya da Modern Prometheus Kitap Özeti İncelemesi. Bu roman Mary Shelle ya da tam adıyla Mary Wollstonecraft Godwin Shelley’nin 18 yaşında yazdığı bir başyapıtıdır. Yazarın annesi de babası da edebiyatçıdır. Yazarlık yeteneğinin genetik olduğu bellidir. Roman hakkında o kadar çok yazacak şey var ki! Nereden başlamalı bilmiyorum. Romanın özeti değil de daha çok incelemesini, içindeki felsefeyi yazmak istiyorum. Yazarın hayal gücü ve romana esin kaynağı olan hayalleri ve kabusları da çok ilginçtir. Romanın yazılma öyküüs de bir hayli ilginç. Ayrıca Prometheus konusuna da değinmek gerekiyor.
Frankestein Filmi
Filmi yapılan kitaplar arasında Frankestein’nin de olması şaşırtıcı değil. Böyle bir başyapıt ve bilim kurgunun başlangıcı sayılan bir yapıtın elbette sinema uyarlaması yapılacaktı. Fakat filmler yapımcıların ve metin yazarlarının keyfine ve fantezisine göre sürekli değişiyor. İlk film 1931 yılında yapıldı. Aşağıda bir video var.
Frankenstein ya da Modern Prometheus Mary Shelle Kitap Özeti Konusu
İlk olarak romanın çok kısa bir özetini çıkarmak istiyorum. Öncelikle gerek 1931 yılındaki isnema uyarlaması gerekse modern uyarlamalardan (en azından benim izlediklerim) hiç biri romanı olduğu gibi yansıtamamış. Özgün roman konusu beyazperde de göremedim.
Bilim insanı Victor Frankestein çok başarılı ve zeki bir insandır. Çocukluğundan beri kimyaya ve bilime meraklıdır. Victor, küçükken evlerine Elizabeth adında yetim bir kız gelir. Bu kız da artık ailenin bir parçasıdır. Annesi de kızıl hastalığından ölür. Fakat Victor bütün bunlara rağmen bilim insanı olmayı kafasına takmıştır. Üniversitede okuduğu bütün kitapların eskimiş bilgiler olduğunu öğrenir. Öğretmeni tarafından pek de hoş karşılanmaz. Victor, laboratuvarında deneyler yapar. Yıldırım elektriği ve galvanizma ile bulduğu insan parçalarını birleştirir. Amacı bir insan yaratmaktır. Adeta tanrıyı oynamak ister. Sonunda birleştirdiği insan parçalarına can vermeyi başarır.
Çirkin, orantısız, çok kuvetli bir varlık yaratır. Bu yaratık onun için “şeytan”dır. Yarattığı varlığı hiç sevmez. O yani iblis laborotuvardankaçar. Frankestein yaratığı bulamaz, endişelidir ama elinden bir şey gelmez. Memleketinden aldığı mektupta erkek kardeşinin öldürüldüğünü öğrenir. Evine gittiğinde orada yarattığı o “iblis”i görür. Kardeşini “o” öldürmüştür. İblis ile Victor uzun uzun konuşurlar. Yaratık, yaratıcısına kednini yaratıp neden sevmediğini sorar? Neden dışlanmıştır? İnsanlar gibi yaratıcısı da onu sevmemektedir. Yaratıcıdan kendine bir “Havva” yaratmasını ister. Aksi taktirde tanıdığı herkesi öldüreceğini söyler. Victor, dediği gibi hatta söz verdiği gibi bir eş yaratmaz. Çılgına dönen “iblis” dehşet saçar. Frankestein’ın ailesinden herkesi öldürür. Doktor Frankestein onun peşine düşer, buzul denizine doğru yola onu takip eder. Burada canavarı yakalayamaz ölmek üzereyken bir gemi tarafından kurtarılan Victor, bütün bu öyküsünü kaptana anlatır.
Modern Prometheus, Promethius Kimdir
Promethius’un hikayesini bize en iyi Yunan tragedya yazarı Aiskhylos Zincire Vurulmuş Prometheus yapıtında anlatır. Prometheus, tanrıların sırrı olanateşi çalarak insanlara verir. İnsnaları sevmeyen Tanrı Zeus düşmanı olan bu Titan tanrıyı diğer kardeşleri ile birlikte cezalandırır. cazalandırır. Sıkı sıkıya bağlandığı kazıkta ciğerlerini akşamları kartarlar yer. Gündüzleri tekrar yerine gelen ciğerleri kartarlar tekrar yer. Bu acı sonsuzadek sürecektir. Ama sürgünde işkenceler çeken tanrı Prometheus zincirlerinden kurtulmayı başarır. Doktor Frankestein’in adı olmayan iblis diye adlandırdığı yaratığı da sürgündedir. Tanrısı tarafından cezalandırılmıştır. O da zincirlerini kıracaktır.
Romanın İncelemesi ve Transhümanizm ve Frankestein Kompleksi
Transhümanizm ya da teknolojik tekillik Ray Kurzweil’in en önemli geliştiricilerinden olduğu iki kavramdır. Geleceğin modifiye edilmiş insanı, hem beden olarak hem de zihin, bilinç olarak makinelerle birleşecektir. Belli bir yerden sonra teknolojik tekillik ile birlikte insan ile makine arasında bir fark kalmayacaktır. Bu yeni insana insan 2.0 deni,lecektir. İnsan 3.0 ise kendini diğer makinelere, bilgisayarlara kopyalayabilen insandır. BU insan ayrıca vücudunu da değiştirebilecektir. Romanda Frankestein aynı Kral Gılgamış gibi güzel yaşamların sönüp gitmesinden şikayetçidir. Victor, “Yaşamın sebeplerini araştırmak için önce ölüme bakmamız gerekir.” der. Bilim onu baştan çıkarmıştır.
Frankestein kompleksi akıllanan makinelerin, yapay zekanın insana başkardırısı ve insan ırkını yok etmesini anlatır. Ayrıca insanın teknolojiyi kullanarak adeta kendini yaratıcı sanması ve evrene meydan okuması da bu kategoridedir. Bu tabir ünlü bilim kurgu yazarı Isaac Asimov’a aittir. Romana dönecek olursak romanda da yaratıcısı tarafından sevilmeyen, dışlanan ve adı bile olmayan o ucube başkardırır. Romanda Frankestein ile “o”nun karşılaşıp uzun uzun konuştukları bölüm çok etkileyicidir.
İblis Yaratığın Yaratcısıyla Sohbeti
🍭Böyle bir karşılamayı bekliyordum dedi iblis. Hilkat garibelerinden herkes nefret eder. O zaman canlılar arasında iğrençliğikte bir eşi olmayan benden nasıl nefret edilmesin. Yaratıcım olduğun halde sen bile ancak ikimizden birinin yok oluşuyla kopabilecek bir bağla bağlanmış kendi eserini hor görüyor tiksiniyorsun. Yaşamla nasıl olur da böyle dalga geçersin. Sen bana karşı vazifeni yerine getireceksin, ben de sana ve insnalığın geri kalanın akarşı vazifemi.
🍭İğrenç derecede çirkindim devasa boyutlardaydım ne demek oluyordu bu kimdim ben neydim nereden gelimiştim nereye gidiyorum bu sorular kafamda dönüyordu.
🍭Seni lanetli yaratıcı ne diye yaşıyordum ki neden senin düşüncesizce bahsetmiş olduğun yaşam kıvılcımı oracıkta söndürmedim ki bilmiyorum.
🍭Bir tek senden medet umabilirdim ama sana karşı hissettiğim tek his nefretti. Hissiz, kalpsiz yaratıcı beni kavrama becerisiyle tutkularlae donatmış sonra da insanlık benden korksun beni hor görsün diye ortaya bırakıp gitmiştin.
🍭Ah yaratıcım ne olur mutlu et beni! Bırak bir tek nedenden ötürü sana minnettar kalayım. Bırak yaşayan bir şeyde sempati uyandırdığımı göreyim.
🍭Başarmış olduğum çalışmayı yani hisli ve aklı başında bir hayvan yarattığımı dikkate alınca kendimi sıradan düşünürlerle aynı kefeye kıyamıyordum. … Tüm hayallerim ve umutlarım hiclikten ibaret. Tıpkı kadiri mutlak olmak isteyen o baş melek gibi.
Sohbet bu şekildedir. Yaratıcı çok kibirlidir. Kendi can verdiğini küçümser, aşağılar. Oysa onun tek istediği sevgidir. Mitolojide gururlanan tanrılar insanları hep yok ederler. Sümer mitolojisinde insnaları yok etmek için tufanı kullanan tanrılar, gökyüzünden bu yok oluşu izlerler. Ama tanrı Enki, kendi yarattığı insnaları kurtarmak için Uptapiştim’e bir gemi yapmasını öğütler. Sevdiklerini ve diğer canlıları bu gemilerle kurtaracaktır. Romanda yaratık hem tanrıyı yener intikamını alır hem de insanalardan nefret eder. Peki bizim yapay zekamız, siborglara aktardığımız bilincimiz, bilinçli makinelerimiz, modifiye edip yeni bir türe dönüşen insnalığımız ne olacak? Kendi kendisinin tanrısı olma yolunda ilerleyen insanın sonu kendi yarattığı bilinçli makinlerin, öznel deneyimleri olan yazılımların elinden mi olacak?
Transhümanizm ve teknolojik tekillik, yapay zekanın baş kaldırısı için buraya dokunun.
Mary Shelley Kimdir?
Yazar Mary Shelley bu romanı yazdığında 18 yaşındadır. Romanı arkadaş ortamında başlatılan bir hikaye yarışması için yazmaya başlar. Doğumunda annesini kaybeden yazara babası annesinin adını verir. Mary Shalley, üç çocuğunu doğumdan kısa süre sonra kaybeder. Çocuklarının moralmış bedenleri hep gözlerinin önğündedir. Daha sonra kocasını, babasını da kaybeder. Romanı gördüğü bir hayalden bir kabustan yola çıkarak yazar. Frankestein, edebiyat tarihinin ilk bilim kurgu romanı denilebilir. Transhümanizmin ve baş kaldıran yapay zeka ve siborg savaşları temasının 200 yıl önceki temnsilcisidir. Teknoloji ileride yapay organlar, nanobotlar, beyine takılan ciplerle yeni tür bir insanı yani makinelerle, silikon çiplerle karışık biyolojik bir insanı ortaya çıkaracak. İnsan 1.0 insan 2.0’a oradan da insan 3.0’a evrilecek. Belki de o korkulan yapay zeka başkaldırısı hiç olmayacaktır.
- Baskı: 272 sayfa
- Okuma süresi: 14 saat
- Yayıncı: İş Bankası Kültür Yayınları
Yorumlar