Ana SayfaKitap Yorumları

Görünmeyen Koleksiyon Stefan Zweig Konusu Özeti

Görünmeyen Koleksiyon Stefan Zweig Konusu Özeti

Öykü bir trende başlar. Adını bilmediğimiz anlatıcı ikinci sınıf tren vagonunda yolculuk yaparken yanlarına nesillerdir antika işinde olan bir tüccar oturur.

Bir Çöküşün Öyküsü İncelemesi Konusu ve Özeti
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat Özet İnceleme
Ay Işığı Sokağı Kitap Yorumu, Konusu Özeti
Stefan Zweig Kitapları: Belleğinizde İz Bırakacak Öyküler

Görünmeyen Koleksiyon Stefan Zweig Konusu Özeti. Ülkemizde çok sevilen Stefan Zweig öykülerinden birini okumuş olmalıısnız. Aslıda yazarın biyografileri de oldukça ünlü ve etkileyicidir. Kitap Zweig’ın .eşitli öykülerinden oluşuyor. Bunlardan ilki kitaba adını veriyor. Zweig üllkemizde hem popüler kültürün dayatması, çok fazla reklamının yapılması, telifsiz ve masrafsız olması, hem bazı öykülerinin gerçekten de insan psikolojisinin çok iyi bir yansıması olması nedeni ileçok popüler.

Şimdi kitabın kısa bir özeti ve incelemesi var. Öykü zaten çok kısa olduğundan bu özet de çok kısa olacak ve kısa bir youm ile yazıyı tamömalamış olacağım. Lütfen yorum yazmayı unutmayın. Ayrıca siz de kitap önerilerinizi yorum panelinde yazabilirsiniz.

Görünmeyen Koleksiyon Stefan Zweig Konusu Özeti
Görünmeyen Koleksiyon

Görünmeyen Koleksiyon Stefan Zweig Konusu Özeti

Öykü bir trende başlar. Adını bilmediğimiz anlatıcı ikinci sınıf tren vagonunda yolculuk yaparken yanlarına nesillerdir antika işinde olan bir tüccar oturur. Tüccar ilk önce antika işinin ne kadar zor bir iş halin egeldiğinden bahseder. Almanya’daki siyasi karışıklıklar, zorbalıklar, ekonomik zorluklar, enflasyondan öykü boyunca söz edilir. Ayrıca bu yabancı artık ülkede antika yapıt bulunamadığından bahserder.

Antikacı, tiksintiyle bahsettiği ve piyasadaki bütün antikaları taktıkları para uğruna yağmalayıp bitirdikleri birilerindne bahseder. Bu ırkçı ve saldırgan anlatımda antikacı büyük ihtimalle öykünün yazıldığı zamanlarda Almanya’daki Yahudi düşmanlığını temsil ediyor. Derken tüccar başından geçen ilginç bir olayı anlatır.

Sanat ve sanatçıya, sanatın insanı nasıl ince ruhlu biri yaptığına ve hiçbir sanat yapıtına parayla değer biçilemeyeceği; sanatın insanın öz varlığı ile eş değerde olduğu öyküden çıkarılacak ders olsa gerek. Tüccar zorluk içindedir ve artık büyük kolksiyoncuların ellerindeki yapıtları alıp satmaya karar vermiştir. Babasından kalan eski müşterileri araştırırken çok büyük bir koleksiyonu olan çok eski bir müşteri ile iletişime geçmeye karra verir.

Müşterinin evine giden tüccar, aslında adamın çok fakir olduğunu siyasi karışıklık ve devlet yönetimindeki başarısızlık nednei ile bütün tablolar satılmış sadece bir yapır kalmıştır. Fakat bu yapıtların sahibi adam kör olduğunundan bunu bilmez. Evdeki diğer aile üyeleri tabloları yok pahasına satıp yerlerine sahtelerini asmıştır. Kör olsa da adam sürkeli olarak tablolarını kontrol eder ve onların varlığı bile huzur vericidir. İşte tüccar, antika satın almak için geldiği evde, bu yaşlı kör adama sahip olduğu yapıtların eksiksiz olduğunu kanıtlamak ve adamı innadırmak zorundadır.

Yorumlar

WORDPRESS: 0