Martin Eden Jack London romanıdır. Romanda burjuva sınıfı ile işçi sınıfı arasındaki uçurum, yazar olmak istayen denizci genç Martin Eden'in yaşamı üzerinden anlatılır.
Martin Eden Kitap Özeti İncelemesi ve Konusu ölmeden önce okunacaklar listemdeki kitaplardan biri. Jack London’ın (gerçek adı John Griffith London) işçi sınıfı ile burjuva arasındaki kültürel ve ekonomik çatışmayı romanda kaleme alır. Sadece bununla da kalmaz felsefe, Evrim Teorisi de Martin Eden’in ilgilendiği konulardandır. Ölmeden önce okunacak kitaplar bize yaşamı ve kendimizi daha iyi anlamamız için birer rehber gibidir.
İnsanın en büyük sorunu zaten ne kendini ne bir diğerini ne de yaşadığı evreni anlayamaması değil midir? Sessizce değil büyük bir kargaşa içinde ölüp giden insanlığın sükunet için okumaya ihtiyacı yok mudur? Şimdi konumuz Martin Eden sen de bu kitabı oku! Kitap ya da roman filme de uyarlandı. Filmi yapılan romanlar kategorisindeki Martin Eden’i okuduktan sonra filmini izleyebilirsiniz. Tabii ki öncelikle ve kesinlikle kitabını okumalısınız. Martin eden müthiş bir kitaptır ve müthiş bir karakter yaratmıştır London.
Martin Eden Filmi
Martin Eden, sinemaya uyarlanan, ya da filmi yapılan romanlar kategorisinde. 2019 yılı yapımı film 2 saat 9 uzunluğunda. Filmi kitabı okuduktan sonra izlemenizi tavsiye ederim.
Martin Eden Kitap Özeti İncelemesi ve Konusu ve Ana Teması
Romanını kısaca özetlemek gerekirse: Jack London, sosyalist olsa da yarı biyografi olan romanda Martin Eden sosyalizm karşıtı biridir. Eden, işçi sınıfına ait genç bir denizcidir. Bir kavgada burjuva sınıfı bir genci dayaktan kurtulduğu için gencin ailesi ve kız kardeşi Ruth ile tanışır. Martin ile Ruth arasında bir yakınlaşma başlar. Sosyal statü farkı bu durumu zorlaştırır. Martin Eden artık işçi sınıfı ile burjuva sınıfını birbirine kıyaslar. Bir yandan da denizci olarak yaşamını sürdürmeye çalışır. Am asıl amacı iyi bir yazar olmaktadır. Yazılarını dergilere gönderir ve hepsinden red cevabı alır.
Bir odaya çıkarak orada yazarlık yapmaya başlasa da Ruth ile arası açılır. Ruth, Martin Eden’in babasını yanında çalışması kaydıyla birlikte olacakları gibi bir şart koyar. Martin onlarca öykü ve makalesini yazmaya devam eder. Bir yandan da parasızlık ve zorluklar içindedir. Kimse olan yardım etmez. Bir yandan burjuva sınıfını ve sosyalizmi yerden yere vururken diğer yandan da Herbert Spancer hayranlığı ile işçi sınıfının nasıl ezildiğini ve insanların birbirlerini nasıl ezdiklerini her yerde savunur.
Günün birinde ünlü biri olur. Fakat bu onu daha da yalnızlaştırır. Yazdığı eski yazılar kapış kapış gider. Bir zamanlar Martin’in yüzüne bakmayanlar ve açken ona bir kuru ekmek bile vermeyenler artık onu akşam yemeklerine, burjuva balolarına davet ederler. Git gide bireyselleşen, hırçın ve kavgacı genç Martin ünlüdür artık ve uzun bir deniz yolculuğuna çıkar. Her şeyin sonu bu yolculuktur.
Martin Eden’den Alıntılar
🍭”Tanrım, ben o sıralarda aç karnına, paçavraların içinde yaşıyordum, diye düşündü Martin kendi kendine. Neden o zaman benim onuruma akşam yemeği vermediniz? İşler o zaman yapılıp bitirilmişti zaten. Eğer yaptığım işler için bana yemek veriyorsanız, yemeğe ihtiyacım olduğunda neden vermediniz? Ne “Çanların Sesi” ne de “Peri ve İnci” hikayelerinin tek bir kelimesi değişti. Hayır; şimdi yaptığım işler için bana yemek vermiyorsunuz. Diğer herkes bana yemek verdiği için ve bana yemek vermek bir şeref olduğu için veriyorsunuz.
Bana şimdi yemek veriyorsunuz çünkü hepiniz sürü hayvansınız; çünkü güruhun bir parçasısınız; çünkü güruhun aklındaki otomatikleşmiş tek bir kör düşünce var, o da bana yemek vermek. Peki Martin Eden’ın ve Martin’in yaptığı işlerin tüm bunların arasındaki yeri nerede? diye sızlanarak sordu kendi kendine; ardından zekice ve nazik bir kadeh kaldırmaya zekice ve nazik bir biçimde karşılık vermek için ayağa kalktı.”
- Baskı: 520 sayfa
- Okuma süresi: 12 saat
- Yayıncı: İş Bankası Kültür Yayınları
Yorumlar