Romeos 2011 Gay LGBT Temalı Film

Romeos 2011 Gay LGBT Temalı Film. Bu defa transseksüel bir bireyin draması var. Film yapım yılı itibari ile biraz eski sayılabilir. Ama konu ve içerik olarak tatmin edici. Gay sevgili ya da LGBT sevgili, aşk drama kategorilerine de girecek film 1 saat 34 dakika. Cinsel yönelimlerin 21. yüzyılda bile biz insnalarca anlaşılamamasını tartışırken, transseksüellik ise hiç anlaşılmayacaktır. Bireyleri cinsel yönelimleri ile ya da kendilerini tanımladıkları kişilikleri ile rahat bırakmak en iyisi olsa gerek. Filmde de Lukas yeteri kadar zorluk çekecek. Bazen sanki başka işimiz yok gibi tüm gücümüzü bir başkasının yaşam alanını yerle bir etmek için kullandığımızı görüyorum. Gerçekten de hertürlü fobik davranış türü “bilge insan”a yakışmıyor.

Daha fazla LGBT Gay BL film için buraya dokunun

Romeos 2011 Gay LGBT Temalı Film Konusu

Filmin konusu için çok kısa bir özet yazacağım. Cinsiyet değiştirme ameliyatı olan Lukas, artık bir kadın değildir. Hormon iğnelerini düzenli olarak yaparak, vücudundaki gelşmeleri internette paylaşır. Yine internette diğer trans bireylerin video paylaşımları da yapılır. Şiddet görenler, dışlananlar aşağılananlar bu durumları paylaşarak isyan ederler. Lukas her geçen gün değişerek hayal ettiği erkek görüntüsüne ulaşmaktadır.

Okul yurdunda da bira sorunlar yaşayacaktır. Fakat işler az çok iyi giderken Lukas, Fabio’ya âşık olur. Gay birey olan fabio ilk başta Lukas’ın trans birey olduğunu bilmez ve bunu kabullenemez. Aralarında soğukluk ve kavga olur. Lukas diğer yandan da toplumun baskısını, şiddetini, cehaletini yaşar. LGBT bireyler bile ona saygı göstermezken diğer insnalardan nasıl kabul görecektir? Mücadeleden vazgeçmez. Fabio’da uzun düşünceler ardından gerçek aşkın duygularda olduğunu, insnaın içinde bir yerlerde olduğunu anlayacaktır.

Romeos 2011

Kısa Bir Yorum

Toplumun 21. yüzyılda bile değişmeyen ön yargılarını değiştirmek için dah açok bilgiye ihtiyacı var. Daha fazla ışık, daha fazla bilim ve daha az tutuculuk ve bilgisizlik gerkeli. Hatta gerekirse tutucu düşüncelerimizi sıfırlamalıyız. 80-90 yıllık yaşamımızda kendimizi doya doya yaşayacağımız yılların sayısı çok azdır. Yaşamı karmaşa ve sevgisizlik içinde geçirdiğimiz gerçeğini unutmamalıyız. Özellikle cinsiyet yönelimleri konusu artık bilimin konusudur. İnancın konusu olmaktan çoktan çıktı. Aklı ve bilimi temal kabul eden modern bireyler yöneticiler bu sorunu zaten kökten haletti: Çünkü ortada sorun diye bir şey yoktu…

Soundtracks: I Am a Poor Wayfaring Stranger, Valentine’s Day

Puanım IMDb