Saatleri Ayarlama Enstitüsü Yorum, Konu ve Özeti Ahmet Hamdi Tanpınar romanı. İlginç konusuyla en iyi Türk romanları arasında...
Saatleri Ayarlama Enstitüsü Yorum, Konu ve Özeti. Ahmet Hamdi Tanpınar romanı. Saatler, saat tamiri içinde doğup büyümüş, pısırık ve iş bilmez Hayri İrdal’in sıradan ama bir o kadar da ilginç öyküsü. Aslında romanın konusu Saatleri Ayarlama Enstitüsü değil; Hayri İrdal’in kendisidir. Enstitü Hayri’nin yaşamında ilginçliklerden, başarısızlıklardan sadece biridir. Kitabı okuyalı 10 yılı geçti. Geçenlerde tekrar okudum. Galiba bu 3. okumamdı. Çünkü neredeyse romanın konusunu bile unutmuştum. Çok fazla okumak, kitapları üst üste zihnime istifliyor ve sanki ağır balyalar altından kitapları çıkarmak zor oluyor gibi.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü Kitap Konusu ve Özeti
Romanın başkahramanı ve anlatıcısı olan Hayri İrdal’in yaşamı ve başından geçen talihsizlikler romanın konusu. Dindar bir ailede, fakir ama dürüst bir babanın oğlu olan Hayri, dedesinin yaptıramadığı bir camiden kalan eşyalarla dolu bir evde doğar. Evde en önemli eşya eski, ayaklı bazen çalışıp bazen çalışmayan bir saat olan Mübarek’tir. Saate adeta evliya gözüyle bakılır. Tabii ki bunun bir öyküsü de vardır.
Hayri İrdal, çocukluğundan gençliğinin ilk yıllarına kadar Muvakkit Nuri Efendi’nin yanında çalışır. Saat tamircisi olan Nuri Efendi aynı zamanda bir filozoftur. Saatler ve zaman hakkında özlü sözleri ve felsefi düşünceleri vardır. Tabii ki Nuri Efendi Ölünce, Hayri de başka bir saatçinin yanında çalışır.
Hayri’nin ailesinin ölüp, tam gömülürken hortlayan halaları ile başları beladadır inatçı kadın o kadar cimridir ki hiç bir yardımı olmaz. Hayri büyük babasından mirasların arasında çok değerli Şerbetçibaşı elması diye bir elması olduğu yalanını atınca, alacaklılar dava eder. Hayri, dedesi Abdüsselam Bey’in mirasında böyle bir şey olmadığına kimseyi inandıramayınca deli rolü yapar ve akıl hastanesine gönderilerek davadan kurtulmuş olur.
Hastanedeki yenilikçi Freud’cu Psikanaliz uzmanı Doktor Ramiz ile tanışır. İyileşerek hastaneden çıkar. Doktor Ramiz ile İspritizma cemiyetine gidip gelirken bir kahvede tanıştığı Halit Ayarcı ile de arkadaş olur. Bir gün Halit Ayarcı ve Doktor Ramiz ile Gezerlerken saatlerin birbirine uymadığını, bunun nasıl bir iş kaybı olduğundan bahsedip, belediye başkanını da ikna edip Saatleri Ayarlama Enstitüsü için ilk adımları atarlar.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü Kitap Yorumu
Kitapta ilk başlarda anlatıldığı gibi Mübarek adındaki saat, sürekli duran, ya da vakitsiz çalışıp, vakitsiz çalan bir saat olarak; eskiyi temsil eder. Geriyi, demode olmuş, muhafazakar düşünceyi temsil eder. Diğer adı da Menhus (uğursuzdur.). Evdeki diğer küçük masa saati ise, düzgün çalışan modern bir saattir ve modern insanı simgeler. Romanda bol bol “efendi”ler, espriler var. Hele çatlak halanın Enstitüyü basma anı vardır ki, okurken gülmekten gözlerinizden yaşlar geleceği kesin. Halanın tam gömülürken dirilmesi de ayrı bir olaydır.
Şeyh Ahmet Zamani adındaki uydurma tarihi kişilik, saatleri ayarlamak gibi saçma bir düşünce, sürekli bir yalan Enstitüyü zorla sokuyor ki saatleri ayarlamaktan çok romanın konusu Hayri İrdal’in çileli ve komik; yenilik ve modernlik istediği yaşamıdır. Özellikle Enstitünün tüm saatleri birbirine eşitleyip, zaman düzenlemesi yapması, zaman israfını önlerken bir yandan da gelir kapısı açar. Özellikle tek tip giysili çalışanlar, saatleri ayarlama işinden ve cezalardan para kazanmak gibi kapitalist düşünce 0135 saati öğrenme hattı ile son bulur.
Zamanla saat ayarlama işi insanların yaşamlarına müdahale etme, evlerinin tasarımına kadar gelince ve saat ayarlama işinin boş bir iş olduğu konusuna kanaat getirilince enstitü dağıtılır ki olması gereken de zaten budur. Saçma bir projedir aslında. Hayri ise bağtan beri zaten diken üstünde, maaşının derdindedir, haklıdır aslında.
Hayri İrdal’in yaşamı ilginçtir. Bir türlü dikiş tutturamaz, moden düşünceli birdir. Bu yönüyle ailesinden ayrılsa da iş bilmez birdir. Saat ve zaman takıntısı için insanları ikna edip, belediye başkanını ikna edip dünyaya yayılmak ve bunu yaparken de yalan üstüne yalan söylemek romanının konusunu çekici hale getiriyor. Yapılan masraflar, binalar, mimari harikaları saat biçiminde binalar inşa etmek… Bir tarafta modernleşme ve laik bir yaşam; diğer yanda da eski ve tutucu bir yaşamın romanı… Kazanan kim olacaktır?
- Baskı: 400 Sayfa
- Okuma süresi: 16 saat
- Yayıncı: Dergah Yayınları
Yorumlar