Şeytanın insan abile gücü yetmez. Günümüz insanı artık şeytanı bile geçmiştir. Zavallı şeytana cehennemde zebanilik yapmak insan olmaktan daha iyidir.
Şeytan’ın Günlüğü Kitap Özeti İncelemesi Leonid Andreyev’in romanıdır. Daha önce Kızıl Kahkaha‘yı okumuştum. Yazarın okuma listemde tek bir kitabı kaldı yani Yahuda İskariot da bitt mi tamamdır. Rus Edebiyatına artık veda edeceğim. Rus klasikleri ve modern Rus klasikleri kitaplığımda edebiyat kategorisinde en çok yeri kaplıyor. Sadece Tolstoy’u sevmiyorum. Yazdıklarından çok adamın tutucu düşüncelerini resmen leş gibi. Büyük bir yazara hem de bir deve laf atmaya cesaret ettiğim için deli olmalıyıum değil mi? Zaten akıllı da sayılmam. En azından kedni düşüncem bu yönde. Her neyse şeytan günlüğünde yazmış kitap özeti ve incelemesinde sıra. Unutmadan kitabı karanlık edebiyat yapıtı olarak da etikledim. O kategoriye de girdiğini düşünüyorum.
Kitraplar tartışılmaz doğrularımızı ve bütün zihinsel süpürüntüleri yemizler, yaşamdaki tortuları kökünder kazır. Aydınlık ve pürüzsüz bir bellek ve sonsuz erinç için dah açok okumalıyız. Yukarıdaki renkli düğmeler sizi en güncel kitaplara ulaştıracak. Site menüsünde de yüzlerce kitap var. Bakmayı unutmayın.
Şeytan’ın Günlüğü Kitap Özeti İncelemesi
Cehennem zebanisi şeytan yeryüzüne iner. İner inmez de Amerikalı milyarder Henry Wandergood’un bedenine girer. Aslında ünlü milyarderi öldürmüştür. Yanında yaşlı cehennem zebanisi Toppi ile birlikte insan olmatı deneyimler. Roma’ya giderken treni kazayap Wandergood yakınlardaki bir çiftlik evine yardımcısı atoppi ile birlikte konuk olur. Ev sahibi Magnus, kızı Maria ile birlikte yaşamaktadır. Daha doğrusu Maria’yı kızı olarak tanıtır. Sevimsiz kaba ev sahibi ile sohbet ederler. Orada kaldığı birkaç günde ev sahibi ile ahbap olmaya çalışan şeytan başarılı da olur.
Magnus, insnaları sevmeyen hatta insnalardan nefret eden biridir. Henry ise insnaları seven biridir. Mr. Wondergood yeni tanıştığı Magnus’a işlerinde yardımcı olması için birlikte çalışmayı teklkif eder. Kızı Maria’ya aşık olan insan kılığındaki şeytan servetinin hepsinin yöntimini Mangus’a devreder. Bir yandan şeytan olarak insnları anlamaya çalışırken diğer yandan da kardinal ile tanışır. Kardinal ve etrafındakilere de servetinden bir şeyler verir. Romanın sonlarına doğru Magnus şeytana papucunu ters giydiren bir dolandırı, katil olduğu ortaya çıkar. Kardinal ile birlikte olup Henry Wondergood’un defterini dürerler.
Kitap İncelemem Yorumum
Yazar Lenonid Andreyev klasşk Rus edebiyatından ayrıldığı için yazdığı gerçekçi öyküler ve romanlar çok eleştirilir. O ne bir Komünist ne de bir Bolşevik’tir. Siyasi tartışmalardan uzak durur. Bolşevik devriminde de aynı tarafsızlığı gösterir. En büyük destekçisi arkadaşı ve yakın dostu Maksim Gorki’dir. Modern Rus edebiyatının önemli yazarlarından biri olan Gorki ile zaman zaman fikri ayrılığına da düşmüşlerdir. Kitap zararın Hristiyanlığa ve kokuşmuş insan ilişkilerine olan bakış açısını da yansıtır. Gerçekçiliği ve simgeciliği ile zamanına insanfsızca yerilmiştir. 1. Dünya Savaşı çıkında Rusya’dan kaçmıştır.
Şeytanın Günlüğü’nde Magnus dolandırıcı ve aşağılık biridir. Evinde oturuken avı ayağına gelir. Ünlü Amerikalı milyarder Henry Wandergood’un yam 3 milyar Dolar serveti vardır. Bu parayı bir şekilde üzerine geçirerek şeytann bile aklına gelmeyen üç kağıdı y apar. Kardinal de şeytana papucunu ters giydirir. Din adına onu bir güzel yolar. Henry’nin âşık olduğu Maria da Magnus’un sevgilisi ve onun suç ortağıdır. Kitaptaki demokrasi, krallık, cümhuriyet, inanç tartışmaları nefisti. İnsanların aç gözlülüğü, kendilerine verdiklei zarar, hayvan insan kıyaslamalrı ve din tartışmaları da çok etkileyiciydi. Bu bölümleri okurken Dostoyevski’nin Cinler romanındaki felsefi tartışmalar aklıma geldi. Kısacası çok beğendiğim bir kitap oldu kendisi. Özellikle ikili konuşmaların felsefi içeriği beni okuduğum paragraflara yapıştırdı diyebilirim.
- Baskı: 224 sayfa
- Okuma süresi: 10 saat
- Yayıncı: İş Bankası Kültür Yayınları
Yorumlar