Tatlı Gelir Yaşamayana Savaş Konusu Özeti İncelemesi. Desiderius Erasmus'un 1515 yılında yazdığı denemesidir.
Tatlı Gelir Yaşamayana Savaş Konusu Özeti İncelemesi. Desiderius Erasmus’un 1515 yılında yazdığı denemesidir. Can Yayınlarının Kısa Klasikler adı altında yayınladığı kitaplardan biri. Adagium 3001: Dulce Bellum İnextoertis adlı toplu özdeğişler kitabından alınan bir parça. Yayın evi bu seride genelde, klasik yapıtlardan alıntılar yapıyor. Alıntıları az sayfalı kitaplar halinde basıyor. Her neyse konumuz bu değildi. Kitabın orijinal Almanca adı: Süß scheind der Krieg den Unerfahrenen şeklindedir. Kısa kitaplar kategorisinde ve bir hafta sonunda okuyup bitirebilirsiniz.
Kitaplar aydınlık ve ferahlık getirir yaşamımıza. Daha fazla yaşamı anlamak ve tartşılmaz doğrularımızı ve fanatik eğilimlerimizi ancak kitaplarla bilgiyle yenileyebiliriz. Daha fazla aydınlık için yukarıdaki düğmeleri kullanabilirsiniz.
Tatlı Gelir Yaşamayana Savaş Konusu Özeti İncelemesi
Denemeye Erasmus, glykys apeiro polemos: savaş onu anlamayanlara tatlı gelir sözünü alıntılayarak başlıyor. Kitap ilk olarak savaşın mantıksızlığını anlatıyor. Savaşın kazanan tarafı olmadığı gibi haklı bir nedeninin de olmadığı da vurgulanıyor. İnsan ve hayvan kıyaslaması yapan Erasmus, insanın bütün varlıkların efendisi olduğunu ve çok değerli bir varlık olduğunu öne sürüyor. Her şey insan için yaratılmıştır ama insan durduk yere bir diğerini kuralsızca öldüren tek türdüri
Hümanist düşünceye göre insan her şeyin sahibidir. Bütün hayvanlardan üstün olmalıdır. Hayvanlar bir kural çerçevesinde çatışırlar. İnsnalar ise silahlarla, öldürmek için ettikleri aletlere birbirlerini yok etmek için çabalarlar. Bu insana yakışmaz. Doğadaki en kuralsız insan türünün eleştirisinden sonra uzun uzun Hıristiyanlık eleştirilir. Din adamlarının çıkardıkları savaşlar lanetlenir. İsa ve din vurgusu yapılır. gerçek Hıristiyanlığın barışçıl olduğu anlatılır. Mitolojik anlatım ve mitoloji karakterleri ile de savaş anlatımı çeşitlenir.
Erasmus, Türklere epeyce yer ayırır. Her ne kadar hümanist olsa da Hırıstiyanlık onun için tek gerçek gibidir. Türkleri tiksindirici olarak niteler ve savaş çıkaran Hıristiyanların Türklerden daha tiksindirici olduğunu söyler. Ne olursa olsun Türklerle dostluk içinde olmak gerektiğini söyler. Çünkü Türkleri kızdırmak iyi değildir. Kitaptaki hümanist yaklaşım ile ters yöndeki bu bölümler ilginçtir.
Savaş hukuku, dünya barışı ve devlet yöneticileri ve dini liderlerin savaşa olan meyilleri anlatılır. İsa ve havarilerinin barışa olan katkısı, gerçek bir Hıristiyanın nasıl barışçıl olacağı anlatılır. Kitabın yazırından çoğu Hıristiyanlık ve İsa üzerine ayrılmıştır. Pagan inançlara adeta savaş açan Erasmus’un gözünde tek gerçeklik Hırıstiyanlık gibidir. Erasmus’un kendi öznel inancı dışında kalan her şeye (barışı savunurken) savaş açmış gibi anlatımını yakaladım.
Kısa bir alıntı
📖 “Ama bizi öldürenleri, derler, “biz niçin öldürmeyelim? Birinin sizden daha acımasız olması utanılacak bir şey mi?” Sayfa 67
📖”Vatandaşların refahını azaltırsınız, aileleri mateme sürükleyip her yeri haydutlarla, hırsızlarla, ve tecavüzcülerle doldurursunuz. İşte bunlar savaştan artakalanlardır.” Sayfa 71
📖”Birinin selameti diğerinin felaketidir, birinin zenginliği diğerinden çalınmıştır, onun zaferi öbürünün matemidirr; talihsizlik ne kadar acıysa mutluluk o kadar insanlık dışıdır ve acımasızca kana bunalmıştır.” Sayfa 35
Kitap sayfa sayısı: 80 Okuma süresi: 4 saat Yayınevi: Can Yayınları
Yorumlar