Venedik'te Ölüm Nobel edebiyat ödüllü ünlü yazar Thomas Mann'ın ölümsüz romanıdır. 1971 yılında Luchiano Visconti tarafından beyazperdeye uyarlandı.
Venedik’te Ölüm İncelemesi Yorum ve Özeti: Venedik’te Ölüm (Der Tod in Venedig) kitabının yazarı 1929 Nobel edebiyat ödüllü yazar Thomas Mann’dır. Ölmeden önce okunacaklar arasında bir eser. Kitap ayrıca film olarak da yapılmıştır. Kitabını okuduktan sonra filmi de izle(meli). Sanatçının varoluşu; sanatçının en iyi sanatı en iyi yapıtı bulmaz arzusuna bağlıdır. Mükemmel sanata ulaşan mükemmeli bulan sanatçı aslında her şeyi kaybeder, onu ölüm tamamlar.
Kusursuz güzellik ise sanatın belki de kusursuz sanatın cisimleşmiş halidir. Sanatçıya ilham veren Tanrısal güzellik ve aşktır. Sanatın kaynağı belki de güzellik ve aşktır… Sanatçının varoluş için çırpınışını Mann, derin ifadeler ve büyük bir yalnızlık içerisinde olan Gustav von Aschenbach’ın dünyasından bize aktarıyor. Bir insanı ününü arttıran hatta sanattan anlamayan insanların bir sanat yapıtını meşhur etmelerinin nedeni acaba ne olabilirdi? Kelimeler güzelliği dile getiremez sadece övebilirdi.
Venedik’te Ölüm Filmi
Venedik’te Ölüm ya da filmin orijinal adı ile: Morte a Venezia (Death in Venice) izlenmesi gereken filmler listemde. Thomas Mann’ın romanı Vedenik’te Ölüm, 1971 yılında Luchino Visconti tarafından beyazperdeye uyarlandı. 2 saatlik bir film. Kitap ile film konu olarak aynı. Kitap oyarlaması filmlerde genellikle, romana pek sadık kalınmaz. Ama bu uuzn filmde kitabı okurken hissettiklerinizi hatta daha fazlasını hissedeceksiniz. Müzik, oyunculuk çok iyi. Kitabı kesinlikle ilk önce okumalısınız. hiç bir film kitap kadar etkileyici olamaz.
Venedik’te Ölüm İncelemesi Yorumu Konusu ve Özeti
Venedik’te Ölüm kitabının özetine geçelim. Gustav von Aschenbach 40 yaşında dünyaca ünlü bir yazardır. Doğuştan zayıf, hasta vücudu zaman zaman büyük sorunlar çıkarır. Aschenbach, Venedik kıyılarında bir tatil düşünür. Venedik tatili sırasında Polonyalı genç erkek Tadzio’yu görür. Genç erkeğin o saf güzelliği yazarı çok etkiler. Aradığı sanatsal ilhamı ve Tanrısal güzelliği; mükemmelliği bulmuştur. Artık günlerini Tadzio’yu izlemekle geçirir. Ufak bakışmalar ve gülümseyişler dışında Aschenbach ile Tadzio arasında hiçbir iletişim bulunmaz. Sessizce Aschenbach, büyülendiği güzelliği izler. Genç Polonyalı Tadzido, Sanatçı için ilham veren mükemmellik ve sanatçının ulaşabileceği son noktadır.
Tadzio’ya âşık olur. Gemideki gençlere özenen yaşlı ve makyajlı adam ne kadar sanattan uzak ve yapmacık ise Tadzio da onun tam tersidir. Venedik’teki salgın hastalık yüzünden herkes orayı terk ederken Aschenbach, orada kalmaya devam eder. Tabii ki ölüm ünlü yazarı Venedik’te yakalayacaktır.
Gustav Von Aschenbach, bulduğu mükemmel sanat eserini kaybetmenin korkusuyla, süslenip püslenip geldiği plajda oturduğu sandalyede, Tanrısal mükemmelliğin ve ilham kaynağının cisimleşmiş hali Tadzido’yu izlerken can ölür. Artık sanatçı mükemmele ulaşmıştır…
Alıntılar
Venedik’te Ölüm alıntıları. Etkileyici alıntılar aşağıda. Tabii ki kitabın tamamnını okumanızı öneririm.
🍭”Tadzio Grek dünyasının en soylu çağından kalma Heykelleri hatırlatıyordu biçimin en pürüzsüz bir şekilde kendini açığa vurduğu Bu yüzden böyle üzgün ve kişisel bir çekicilik vardı ki bunu seyredelim Aschenbach ne doğada ne de güzel sanatlar da buna benzer bir başarıya rastladığına Hiç ihtimal vermiyordu. Sayfa 42
🍭 ” Guzellik, sevgili Phaidrosçuğum yalnızca güzellik, hem sevilmeye değer hem de göze görünür bir şeydir; güzellik bunu iyice belli tinsel olanın duyularla kavrayıp duyularla kanıtlayabileceğimiyiz tek biçimidir. Yoksa öteki tanrısal kavramlar da, akıl, erdem, hakikat de bize duyularımızla görünseydi, halimiz nice olurdu? Vaktiyle Zeus karşısında Semele gibi aşktan eriyip bitmez, Yanıp Kül olmaz mıydık? Şu halde güzellik, duyan bir insanı kine götüren yoldur; sadece bir yol, sadece bir araç, Phaidrosçuğum.” Sayfa 67
🍭”Tadzio’nun karşısında çalışmak, yazısını yazarken çocuğun endamını model edinmek, üslubunu tanrısal gözüyle baktığı bu vücudun çizgilerine uydurmak vaktiyle kartalın Troyalı çobanı göklere çıkarışı gibi çocuğun güzelliğini fikir semalarına çıkarmak istiyordu.” Sayfa 68
🍭”Amor’un işi hiç yeteneği olmayan çocuklara arı biçimlerin kavranabilir imgelerini gösteren matematikçilerin işine benziyordu. İşte Tanrı da manevi olanı gözle görülür hale getirmek için, bir gencin şeklini ve rengini kullanıyor, genci belleğe alet olsun diye güzelliğin bütün parıltısıyla süslüyor, onu seyrederken bizi ıstırap ve ümitlerle tutuşturacak bir görünüş veriyordu.” Sayfa 66
- Kitap: 103 sayfa
- Okuma süresi: 4 saat
- Yayıncı: Can Yayınları
Yorumlar